



En sevdiğim çiçek hangisi? Lale… yok yok alakası yok lale Memleketi Hollanda’da yaşamadan başladı aşkımız…Onun asil görüntüsü beni hep etkilemişti ama malesef Ankara’da çok fazla lale olmadığı için bu görüntüden hep esik kalmıştım. Zaman zaman yaptığım İstanbul gezintilerinde de mevsimi denk getirebilirsem yollardaki lalelere hayran hayran hep bakmışımdır.
Hepimiz biliyoruz Osmanlıların devrinde lalelerin tohumlarının Hollandalılara verildiğini. Anıl’ın elindeki kitapta da lale tohumlarının Osmanlı döneminde Anadolu’dan geldiği yazıyordu ama aslında ben bu konuda çok ikna olmadım, nihayetinde Türkiyede satılan bir gezi kitabında bu ayrıntının yazması çok doğal.
Onun dışında dünyada lalenin Hollandalılara aitmiş gibi bir algılama olduğu kesin. Tamamen mükemmel pazarlama stratejisinden ki, biz bu konuda çok eksiğiz. Ama haklarını da vermek gerek, şehir plancılığında ve peyzajda çok başarılılar. Martın ortasına geldiniz mi her yerde hep parkta laleler görebiliyorsunuz.
Ben de (Ben İstanbuldaki lale bahçelerinden habersizdim, en kısa zamanda Osmanlı lalerini de mutlaka ziyaret etmek istiyorum) annem ve babamı taktım koluma Keunkenhof adlı Hollandanın meşhur lale bahçesine gittim. Biz Leiden Central’den otobüse binerek parka ulaştık (İstasyonda otobüs dahil, giriş biletleri de satılıyor. Tek otobüsle gidebiliyorsunuz) Bunun dışında parkın resmi sitesinde “ http://www.keukenhof.nl/nde” alternatif ulaşım yollarını bulabilirsiniz.
Maalesef günlerdir yüzümüze gülen hava o gün yağmurluydu ama olsun yine de benim açımdan çok güzel, görsel bir yolculuktu. Rengarenk, çeşit çeşit laleler, hem de sanırım Dutchlar aşılama yöntemiyle çok daha değişik laleler üretmişler. Bahçenin her bir yanı çok güzel düzenlenmiş. Tabii ki içinden de kanallar geçiyor. Hele o lale yetiştirilen tarlalar yok muydu, rengarenk, tapılası bir yeryüzü halısı gibi…
Bu bahçe mart-mayıs aylarında açık oluyor. Gitmemek ayıp olur, benim gibi lalelere bayılıyorsanız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder