







İşte yine kücücük şirin bir şehir karşınızda, Delft. Belki bu şehir hakkında sayfa sayfa yazamam ama tam bir Hollanda kenti olarak burayı aşırı derecede sevdiğimi belirtebilirim.
Aslında anne ve babamla Den Haag yollarına düştüğümüz bir gün fark ettik bu şehri. İsmini duymuştum ve hemen trenden atlayıverdik.
İyiki de atlamışız.. Daha sonra kardeşlerle de gittik çünkü küçücük olmasına rağmen sokaklarında zevkle salınabileceğiniz, üstelik 1-2 saat ayırıp başka bir şehiri de güne sıkıştırabileceğiniz bir yer Delft. Aslında ben orayı küçük ve sakin Amsterdam diye nitelendirebilirim, çünkü Amsterdam kanallarının etrafında çılgın bir kalabalık varken her gün, burada da Amsterdam kanallarına çok benzeyen kanallar sakinlik içerisinde size bakıyor. Üstelik baharda kanallar yeşilliklerle, nilüferlerle dolu oluyor. Şehrin eski kilisesinin gayet yamuk olduğunu ve neredeyse kanala düşecekmiş gibi eğildiğini de göreceksiniz küçük köprülerin üzerinden geçerken. Her yerde köprüler var,, ve şehir meydanının hemen yanındaki sanırım kalp vakfı için yaptırılmış mavi kocaman cam kalp de görülmesi gereken yerlerden biri.
Delft en çok Delft Blue denilen porselenleri ile meşhur. Bu porselenlerin fiyatları oldukça yüksek ama dükkanları görünce insanın alası geliyor. Ama Dutchlar kendilerini geliştirmişler, artık sadece mavi değil, yeşil kırmızı her renkten porselenleri var.
Amsterdam’ın görselliğini verebilecek ancak canlı hayat konusunda çok geride kalabilecek şirin bir şehir kent Delft, gezilesi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder