
Yukarı bak (Up) filmini seyrettiniz mi?? Lütfen “Hayır” demeyin.. Hayır ise de hemen bu durumu kocaman bir “Evet”e çevirin...belki de tek ağladığım çizgi film.. neredeyse 5 kere seyrettim. Zevkle, heyecanla...
Filmin baş kahramanlarının küçücükken büyüyen aşkları, bayan kahramanımızın sonsuz aşklarına ölümle ara vermesi ilk damlayı akıtsa da gözlerimden asıl hüngür hüngür ağlamama sebep olan başka sahneydi.. Yıllarca kahramanlarımız hayalerrinde Venezuela’daki Cennet Şelalerine gitmek istemiş ama hayat zorlukları hep kumbaralarını kırmalarına neden olduğu için bir türlü oraya gidememişlerdi. Erkek karakterimiz de eşi vefat ettikten sonra evini balonlarla uçurarak şelalelere gitmeye çalışır. Bu arada davetsiz bir misafiri vardır. Küçük,izci, tombik ama çoookk sevimli Russel... Maceraları başlar.. araları anlatmam izleyin.. gelelim gözyaşlarıma yanaklarımda dere yatağı açan sahneye... Erkek kahramanımız Şelaleye bir şekilde ulaştıktan sonra karısının küçücükten hayallerini not ettiği ve ilk sayfasında hemen Cennet Şelalerinin resminin olduğu günlüğün daha önce bakmadığı arka sayfalarına baktığında şok olur. Karısının hayali gerçekleşmeden öldğü için mutsuz olduğunu sanan kahramanımız arkada yaptıklarım adı altında karısının kendisiyle geçirdiği bir sürü keyifli anın fotoğraflarını görür. Off yine izleyip yine göz yaşlarıma yol vermek istedim. O kadar romantik ki...
Belki de bu filmin karakterlerine bu kadar sempati kurmamın nedeni, sevgilimi ve kendimi bu çifte benzetmem. Sanırım ben deli doluyum kadın gibi, sevgilim daha durgun, sakin erkek gibi..İkimizin de bir sürü gezme planı var ama sevgilim Türkiye’yi karış karış gezmiş.. ya ben ya ben...o yüzden bana da bir sürü sözü var :)
Tabii ki hayallerimin hepsi gerçekleşmeyecek olsa bile keyifli anlarımız benim için çok ama çok değerli...
Filmin baş kahramanlarının küçücükken büyüyen aşkları, bayan kahramanımızın sonsuz aşklarına ölümle ara vermesi ilk damlayı akıtsa da gözlerimden asıl hüngür hüngür ağlamama sebep olan başka sahneydi.. Yıllarca kahramanlarımız hayalerrinde Venezuela’daki Cennet Şelalerine gitmek istemiş ama hayat zorlukları hep kumbaralarını kırmalarına neden olduğu için bir türlü oraya gidememişlerdi. Erkek karakterimiz de eşi vefat ettikten sonra evini balonlarla uçurarak şelalelere gitmeye çalışır. Bu arada davetsiz bir misafiri vardır. Küçük,izci, tombik ama çoookk sevimli Russel... Maceraları başlar.. araları anlatmam izleyin.. gelelim gözyaşlarıma yanaklarımda dere yatağı açan sahneye... Erkek kahramanımız Şelaleye bir şekilde ulaştıktan sonra karısının küçücükten hayallerini not ettiği ve ilk sayfasında hemen Cennet Şelalerinin resminin olduğu günlüğün daha önce bakmadığı arka sayfalarına baktığında şok olur. Karısının hayali gerçekleşmeden öldğü için mutsuz olduğunu sanan kahramanımız arkada yaptıklarım adı altında karısının kendisiyle geçirdiği bir sürü keyifli anın fotoğraflarını görür. Off yine izleyip yine göz yaşlarıma yol vermek istedim. O kadar romantik ki...
Belki de bu filmin karakterlerine bu kadar sempati kurmamın nedeni, sevgilimi ve kendimi bu çifte benzetmem. Sanırım ben deli doluyum kadın gibi, sevgilim daha durgun, sakin erkek gibi..İkimizin de bir sürü gezme planı var ama sevgilim Türkiye’yi karış karış gezmiş.. ya ben ya ben...o yüzden bana da bir sürü sözü var :)
Tabii ki hayallerimin hepsi gerçekleşmeyecek olsa bile keyifli anlarımız benim için çok ama çok değerli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder