İstanbul’un en güzel yeri neresi? Anadolu
yakası mı, Avrupa Yakası mı? Hangisinin
manzarası diğerine üstünlük kurar, yoksa berabere mi kalırlar?
Üstünde yaşamıyor olsam da, sık sık
gitmekten tek bıkmayacağım, sıkılmayacağım, her seferinde farklı tat alabileceğim
İstanbul’un 2 yakasını yarıştırmak haddime mi düşer? O yüzden bu berabere kalan
yarışmanın ödülünü vapurlara veriyorum.
2 yakayı kavuştururken vapurlar püfür püfür dışarı ayaklarını uzattığın vapurun
korkulukları en güzel yeridir İstanbul’un hele de mevsimlerden yaz ise. Denizin köpüren dalgaları arada sırada
nasiplendirirken bizi serin suları ile, bazen Sultanahmet’in bazen de
Dolmabahçenin bazen de yalıların manzarası gözlerimizi şenlendirir. İster adalar vapuru olsun, ister çingene
vapuru olsun ister Kadıköy-Eminönü vapuru olsun, vapurdur keyfine keyif katan
İstanbul’un . En makbülü en az yarım saat sürenidir, İstanbul’un koşuşturmalı
hayat düzenine meydan okurcasına. İskeleye vurur vurmaz kendini karaya atan
isyankar, aceleci İstanbul insanına inat edercesine. 5 dakkada Beşiktaş motorları değildir favorim,
uzun uzun süzülmelidir vapur düdüğünü öttüre öttüre boğazda, yazın dışarıda yer
kapmak için koşuşturan, kışın soğuk günlerinde içeriye sığınan müsterilerini
heyecanla bekleyen vapurdur benim sevdiğim.
Yıllarını İstanbul’da geçirmiş amcamın anlatımıyla gözümde daha da güzelleşir vapur maceraları. Soğuk kış günlerinde çaycının tepsisinde kalan son 2 çaya gelince bir bir inen parmaklar, içeriye giren tecrübesizlere kazıklanan soğuk çaylardan sonar bir bir havaya kalkar yeni taze sıcak çaylar için.
Bence en güzel yerleridir vapurlar
İstanbul’un, hele hele dışarda düşeş bir yer kapıp ayaklarımı gerine gerine
uzatıp manzaraya daldığım zaman…. O yüzden mi denmiştir acaba “İstanbul
ayaklarımın altında”, vapurlar için mi yazılmıştır bu satırlar?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder