6 Temmuz 2012 Cuma

Bodrum mavisi ile beyazına her renk yakışır....










 


Baharda Bodrum hangi renktir? Civit mavisi mi, kireç beyazı mı?Bodrum her mevsim çivit mavisi ve kireç beyazıdır. Yalnız baharda bodrum mavisine ve beyazına öyle şenkler eşlik eder ki,, ruhunuz rengarenk bir karnavala girmiş gibi hisseder kendini.
Yıllar önce Mart ayının ortasında gelincikler karşılamıştı beni.. Bu sene mayıs ayının başında gittiğimde gelincikler terk etmiş midir artık Bodrumu diye, tereddütle giderken, gördüğüm manzara beni çok çok daha fazla memmun etti. 2012 kışı nispeten eski yıllara göre daha geç bittiği için, gelincikler mayıs ayının başında bile göğüslerini uzata uzata hayata meydan okurken, dağ tepe sarı solmazlarla, bahçeler fışkıran sardunyalarla dolmuştu. Sarı solmazları dağdan tepeden bedavaya toplayıp, bütün bir yıl adından da anlaşılacağı gibi solmayan bu çiçekleri gururla Ankara’ya getirip, evimin en güzel köşesine koyarken annem de kendine özel bir demet yaptı. Bu sarısolmazlar pazarda  satılırken suyunu kaynatınca binbir derde deva olduğundan da bahsediliyor. Dağ tepe tırmanmaya erinmeyen bünyeler ise, sarı solmazları bedavaya toplayabiliyor.
Ya o sardunyalar,, kırmızısı, pembesi doğaya meydan okurcasına, bodrumun taş duvarlarından kendilerini aşağıya salıp muhteşem görüntüyü oluşturmuyor mu?



Bir de papatyalar.. Sarı solmazların sarısını kıskanırcasına kendini ispatlamaya çalışan sapsarı papatyalar... yere göğe Bodrum baharda bizsiz olmaz diye gözkırpan sarı sarı papatyalar..
Bodrum baharda güzeldir.. Yalıkavağı, Gümüşlüğü, Turgut Reisi daha sıcaklara teslim olmamıştır.. gündüzleri cesaret edip hafif esen rüzgarın altında denize giren özgür ve cesur ruhlara akşamları corapları, polarları hatırlatır. Öyle kolay değildir baharı Bodrum’un tüm günü tek kıyafetle geçirten yazı gibi.. Temkinli olmak gerekir...
Bir de Bodrum’da Sualtı arkeoloji müzesi vardır http://www.bodrum-museum.com/indextur.htm.  Bodrum kalesinin müze olarak kullanıldığı bu mekana ,müze kartı olanlar hem giriverir.  Her ne kadar su üstünde olsa da, deniz altından çıkarılmış batıklarıyla, amforlarıyla su altının gizemli dünyasını bize sunar.
Bir sürü kulesi vardır kalenin,, her biri ayrı bir muhteşem manzaraya bakan.. kocaman avlusu, zindanı meraklıları kendine çeken... Neredeyse hiç tahribat görmemiş  kale surlarının daracık yollarında yürürken kendinizi upuzun elbiselerle bir prenses gibi hissedersiniz. Bu büyü karşınıza durmadan muhteşem güzellikleri ile tavuskuşlarının çıkması ile bozulur. Çünkü onlar çok alımlıdır.. 3-4 adet erkek  yemyeşil tüylü tavuşkuşu, bir kaç tane de yeşiller kadar alımlı olmayan beyaz dişiler vardır.  Görevlilere sorulur,, bu tavuskuşlarını kim getirdi diye.. Hemen cevap alınır.. “Tavuskuşları Bodrum kalesi için çok önemlidir. Çok eskiden krallara özel günlerde kutsal yemek olarak sunulurmuş, yukarıda bir kulede vardı tavuskuşlarının simgeleri görmediniz mi?” “Görmedim ama nasıl kaçırdım, hem hangi kule..” Bir sene sonraki müze kartlı geçiş biraz erken saatlere çekilip, kuleler daha dikkatli incelenecek.
Bodrumun yazını ve sonbaharını çok sever yazar... bir de morundan turuncuya her rengi içeren gün batımlarıyla rengarenk baharına aşık oldu.. Şimdi aklı orada kalmasın da ne yapsın?? 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder