31 Ekim 2012 Çarşamba

İtalya’da Şaşkın Türkler 1: Genel izleminoooo


Dikkat bu seri aşırı dozda samimiyet unsurları içermektedir. Bu seride kahramanlarımızın (şıppıdak ve sevgilisi T) İtalya’da yaşadığı maceralar an ve an anlatılmaktadır. Kalbi hassas olanların önceden gerekli tedbirleri alması, buna benzer maceraya atılacakların satır aralarında verilecek kıymetli bilgileri kaçırmaması gerekmektedir.
Kahramanlarımız bir çok Avrupa kentini gezme şansını elde ettikten sonra, 2 yıldır akıllarına yer etmiş Portofino hayalini gerçekleştirmek için çıkacakları yolculuğu, İtalya’da bir çok kenti görme macerasına çeviriverdiler. Bir çok arkadaşlarının ballandıra ballandıra anlattıkları İtalya maceraları, bloglarda yazılan harika İtalya yorumları, çeşitli sitelerde gördükleri muhteşem fotoğraflardan sonra yaklaşık 8 günlük tempolu bir maceraya atılmaya karar verdiler. Yakın arkadaşlardan alınan tüyolar, bloglardan edinilen bilgiler, booking.com, hrs ve uçak sitelerinde geçirilen saatler ve uzun geceler sonucunda 2012 yılının Ekim ayının ilk haftasında yolculuğa hazır hale geldiler. Meteoroloji sitelerinin 10 günlük tahminlerini ezberleyip, havayı koklayan adamı uluslarası hava siteleri ile aldatmak suretiyle kendilerini ilk olarak Venedik’in puslu kollarına attılar. Kahramanlarımız Venedikte bir müddet konakladıktan sonra kiraladıkları araba ile Verona kentini, Genova kentinde Camogli ve Portofino beldelerini , La Spezia kentinde Cinque Terre yöresini, Toscana bölgesinde Floransa kentini, Siena kenti ve bu kentin San Gimignano ile Montepulciano beldelerini ziyaret edip kiraladıkları arabayı Roma’da teslim edip, geri kalan günlerini tabanway ve metro ile idame ettirmişlerdir.
Kahramanlarımızın maceraları gittikleri mekanlar bazında seri halinde anlatılacak olup, serinin bundan sonraki bölümlerinde çeşitli hayat deneyimleri ve maceralar sunulacaktır ama yine de bu yazıda bazı genel bilgiler burada vermeye şu an karar verdim.

    
  • Kahramanlarımız araba kiralama işini Europcar adlı firmadan hallettiler. Hertz firması daha önce yaptığının aksine, kahramanlarımızın ehliyetlerini kabul etmeyip belli bir miktar karşılığı (yaklaşık 300 euro kadarcıkkk) alınabilecek denklik belgesi istemiştir.  Kahramanlarımız önceden ülkeye varmadan araba kiralama işini halletmişlerdir ve bunu da diğer yol tutkunlarına önermektedirler çünkü İtalya o kadar çok turist çekmektedir ki, araba kalmaması an meselesidir.   
  • Navigasyon programları mutlaka yollarda gerekmektedir. İtalya’da şehirler arası genelde otobanlar bulunmaktadır.  Yerlilerin 140 dan az hız yapmadığı bu otoyollarda harita ile gitmek gerçekten çok zor gözükmektedir.
  •      Yollarda AUTOGRILL  adındaki şirket mola yerlerinin tekelini ele geçirmiştir. İşte bu nadide mola yerlerinde  ne bir çöp şiş, ne bir yayık ayran, ne bir gözleme açan teyze gibi yöresel unsurları bulamadığınız gibi,, 1 hafta boyunca yemekten bıkacağınız tadı ile Türk pizzalarını hatta anne pizzalarını oldukça aratacak pizzalar, sandiviçler ve çok sert espressolara talip olacağınızı belirtmek gerekmektedir.  Ama tuvalet için rahatlıkla kullanılabilir, evet bedava...İtalyanın en sevdiğim yanı, diğer birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi (özelikle Hollanda’nın Amsterdam, Rotterdam gibi turistik belgeleri) tuvaletlerin paralı olmaması. Hatta Roma gibi turist kaynayan bir şehirde, tuvalate girmeyi rica edip kafelere gireni çok gördük.      
  • Otoyolların çoğu paralı olup, kahramanlarımız yeri geldiğinde hatırı sayılır paraları otobanlara akıtmak zorunda kalmışlardır. Parasız yollar genelde ulaşımı şehirden verdiği için yolculuk süresini fazlaca uzatabilmektedir.
  •  Ekim ve Mayıs ayının ziyaret etmek için en uygun zamanlarıdır. Güneye doğru indikçe hava oldukça ısınmış, kahramanlarımızın  kirli çamaşırları da paralel olarak artmıştır.        
  • Daha sonra detaylarla da belirtileceği üzere, İtalyada muhteşem makarnalar, pizzalar yemek için büyük beklentiye girmenin hiç gereği yok, Türkiyede bu yemekler çok çok daha güzel ama zevk meselesi tabii bu konu, yine de beklentileri fazla yüksek tutmamakta fayda var. İzleyen bölümlerde kahramanlarımızın açlık mücadeleleri  ve çeşitli çeşme karşısı yaptıkları piknik maceraları anlatılacaktır.        
  • İtalyada metre kare başına düşen turist sayısı karşısında şok geçiren kahramanlarımız, bazı yerlerde fotoğraf çekinmek, bazı yerlerde yemek yemek için olsun çeşitli konularda dünya vatandaşları ile sürekli mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Bu kadar turist çeken bir memleketin asla batmayacağına (Avrupa Birliği batsa bile) kanaat getirin kahramanlarımız, bazen bu kalabalıktan da bunalmışlardır.     
  • Kahramanlarımız en az parayı suya harcamışlardır. İtalyanın bir çok kentinde özellikle de Roma’da bol bol hayrat ,çeşme bulunmaktadır. Suyun tadı azıcık sert olsa da (markette satılanlar da aynı tatda neredeyse), Vatikan’dan alınan Zemzem suyu kıvamındaki suyun tadına doyum olmamaktadır.:)
  • Bu ve buna benzer detaylar komik anılar eşliğinde çok yakında sizlerle olacak. İtalya’ya gideceklerin bu muhteşem macerları kaçırmamalarını şiddetle öneririm.

Şıppıdak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder