22 Ağustos 2013 Perşembe

SHANTARAM



Gezi kitaplarına sardırmışken bol bol gezen bir arkadaşın önerisiyle okuma listeme alıp, kitabın 860 sayfalık külçe halini görünce biraz korkmuştum. Derken Serkan ile birer tane aldık ama ben kararsızdım. 860 sayfanın yazılarının küçüklüğünü görünce Serkan’dan gelen alternatif kitap kulübü fikrine çok sıcak bakamadım. Sonra sonra kitabın ilk sayfasını okuyunca gerisi gelmeye başladı. Ama hem benden çok önce başlayan Serkan’a yetişme gayretim hem de ara vermeden okuyup kitabı bitirmek hasreti bazen uykusuz gecelerle birleşerek 860 sayfayı yaklaşık 1 ay gibi kısa sürede bitirmeme neden oldu.
Peki sadece bu gayret miydi buna neden? Sizce kitap güzel, eğlenceli olmasa 860 sayfa akıp gider mi? Bazı yerlerin gereksizce uzatıldığını kabul etmeme rağmen, kitabın akıcılığı, yazarın konuya ve kendisine derinlemesine sıkmadan inebilmesini ve sık sık patlattığı başucu cümlelerini takdir ettim doğrusu.
Kitabın önünde de belirtildiği gibi kitapta her şey var. Ama öncelikle Hindistan’ın merak uyandıran şehri Bombay var fonda. Sonra Bombay’ın turistik yerleri, meşhur Leopold Kafe’si, sahili, derme çatma gecekonduları, mafyası fona eşlik ediyor. Arkadaşlık, fakirlik, uyuşturucu, arınma ihtiyacı, aşk kaçak yaşam da kahramanımıza eşlik eden bazı duygular.
Hele her şeyin gerçek olduğunu ve kahraman tarafından kaleme alındığını düşünürsek kesinlikle kolay kolay göz ardı edilebilecek bir kitap değil.
Hapishaneden kaçmış ve yolu Hindistan’a düşmüş kahramanımız bir süre sanki arınmak istercesine Bombay gecekondularında yaşıyor. Burada gördüğü yokluk, hastalık ve buna rağmen kocaman kalpler hayata bakışını değiştiriyor. Mesleği olmamasına rağmen bildiği tıbbı deneyimlerinden yararlanarak gecekondu halkına sağlık konusunda yardım ediyor. Bu arada çok derin, değerli arkadaşlıklar kazanıyor. Sonra bir şekilde Bombay mafyası ile tanışıyor. Mafyanın en önemli üyesi Kadirabi’nin bilge kişiliğinden etkilenip, onu babası yerine koyuyor ve onunla maceradan maceraya atılıyor. Prabu, Jhonny Cigar, Karla, Abdullah, Didier, Vikram, Lisa, Madam Zhou, Nazir, Khaled, Habib derken bir sürü enteresan karakterle tanışıyoruz. Bombay sokaklarından, Hindistan’ın köyüne, Pakistan’a ,Afganistan’a bile gidiyoruz. Bazen mafya ile bazen Afganistan’da aç kalıyoruz ,şavaşıyoruz kahramanımız Linbaba ya da Shantaramın yerine kendimizi koyarak. Bollywood film çekimlerine bile gidiyoruz. Neden Shantaram neden Linbaba derseniz, kitabı okumalısınız.
Bölüm bölüm okuyup sonra ara verip her bölümü sindirmeli. Hint yemeği fikri ve ağır baharat kokusundan hoşlanmıyorsanız, baharat kokuları ve yemek konusuna fazla girilmediği için şükretmeli benim gibi.
1980lerin Bombay’ı da olsa anlatılan çok ilginç bir kitap. Şehirden çok belki de insanlar, duygular daha ilginç, tanıdık. Ben okudum çok sevdim, tavsiye edilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder